24 Ocak 2009 Cumartesi

Halamın Elmalı Muhallebi Tarifi

Ya, tam bilgisayarı kapatıyordum ki Miso'nun " Üstelik gecenin saat onikisi ve benim çok canım çekti." cümlesi beni kalbimden vurdu. Yazayım da rahat edeyim dedim :)

TARİF:

2 yumurta
1/2 su bardağı toz şeker
4 kaşık tepeleme dolu un
1 Lt. Süt
5 gr. Margarin
1 paket Vanilya

4 tane sert elma
Biraz ovmak için toz şeker
Elmaları pişirmek için azıcık süt

İlk önce iki yumurta sarısı ile beyazını iki ayrı kaba ayırıyoruz. Yumurta aklarını üzerine döşeyip fırına vermekte kullanacağız.

Ocakta pişirebileceğimiz bir kapta 2 yumurta sarısı, 1/2 toz şekeri karıştırıyoruz, sonra unu ekleyip altını kısık şekilde açarak karıştırıyoruz ve sütü ekleyip topaklanmasını önlemek amacıyla karıştırmaya devam ediyoruz. İçine beş gram margarini ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz. Koyulaşması biraz zaman alıyor, hafif sulu bir kıvamda çok çok koyulaşmadan, boza kıvamında diyelim vanilyayı da ekleyip ocaktan alıyoruz.

Elmaları doğrayıp, kabuklarını kesip rende veya rondodan geçiriyoruz. Yalnız rondo çok ufaladığı için su gibi kalmasın elmalar dikkat, iri rende en iyi sonucu veriyor bence. Bir tatlı kaşığı şekerle elmaları azıcık ovup, sulandırmayacak kadar sütle yine az pişiriyoruz. Elmalar çok yumuşamayacak, azıcık sert kalacak.

Borcam'ın dibine elmaları döşüyoruz. Üstüne biraz dinlenen muhallebiyi döküyoruz, yine o bir yerde beklerken yumurta akını mikserle kar beyazı hale gelene kadar çırpıyoruz. Üzerine döşeyip üstten ısınan fırına pembeleşene kadar veriyoruz.

İlk önce oda sıcaklığında soğutup, ardından dolaba koyuyoruz. Bir gün dolapta beklemesi lazım. Afiyet olsun :)

4 yorum:

Yesim dedi ki...

En kisa zamanda deneyecegim bu tarifi, oglana yeni bir tat. Tesekkurler yazip paylastigin icin.

evinkedisi dedi ki...

Calanon'cum;

Tarifin bence en güzel yanı nedir biliyor musun, kesinlikle ortaya bayıcı bir muhallebi çıkmıyor. Yalnız üzerindeki çırpılmış yumurta beyazı bazıları tarafından görüntü dışında pek beğenilmiyor o kadar :) Afiyet olsun deneyip de beğenirsen yaz yine :)

Adsız dedi ki...

İstanbuldayım şöylleee bir Cadde de gezdim ama yok evinkedisi bizim o çocukluğumuzdaki tat....:( evime dönünce bu tarifi hemen deniyeceğim..sevgiler..

evinkedisi dedi ki...

Neden biliyor musun? O zamanlar gençlik vardı, arkadaş grubumuz, içinde aşık olduğumuz çocuk ;) Caddede tur atardık, öyle duvarlarda oturur çene çalardık, seninki sana baktı mı? Benimki bana şöyle dedi...Ahh ah ne günlerdi. Gerçekten...

Ben bırak bu zamanları, evlendikten sonra yaşadım Göztepe'de üç yıl, caddeye çıkardım eşim ne anlıyorsun bu caddeden diyip dururdu, haklıymış, sonradan anladım. Oraları o hale getiren bizlermişiz. Ve o insanları yine aynı ortamda bu sefer şimdiki zamanda biraraya getir aynı büyü yok maalesef.

Sevgiler :)