12 Mart 2011 Cumartesi

Fotoğraf Çerçevesi

Bugün çıktığımızda uzun zamandır plan yapıp da almayı geciktirdiğim çerçeveliklerden birini aldım. Sekiz tane fotoğraf giriyor içine, dağınık bir şekilde sıralanmış, siyah beyaz renklerde...

Akşam olup da iki numarayı yatırır yatırmaz eskiden biriktirdiğimiz, Zo'nun bu yaşına denk gelen abla fotoğrafları buldum Antalya'dan...

Chloe doğar doğmaz tarihleriyle fotoğrafçının verdiği hani Kodak albümleri vardı eskiden her fotoğraf tab edildiğinde verilenden, onları sıralandırmışım. Bir sürü hatıra birikmiş yine.

Üç yıl kaldığımız Antalya...Nasıl anlatsam ki? Evet orada para kazanmak, birikim yapmak hayaldi, ayrılmamızın başlıca sebeplerinden de biriydi bu fakat yine fotoğraflara her döndüğümde fark ettiğim içimde kaldığımız her evin bir izinin olması.

Aslına bakacak olursam ben yaşadığımız tüm evleri çok sevmişim. İlk Göztepe, bir oda, kocaman bir salondan ibaret giriş altı, ardından Bursa, Doburca...Antalya, Tarabya ve Arap Emirlikleri...

Bu evlerin tümüne baktığımda çok doğru ışık alan mekanlar olduğunu hatırlıyorum. Kapıcı dairesinin yanında yaşarken bile evin içine girenin ilk söylediği sözdü ne kadar huzurlu olduğu evin...Gelip de bende uyuyakalan bile olmuştur :)

Ve bir numaranın 2 yaşı ile iki numaranın 2 yaşlarını yanyana getirdim fotoğraflarda. Elde ettiğim malzemeye ben bile inanamadım. Ne kadar unutmuşum bu yaşlarını birinci kızımın diye hayıflandım. Zozo'ya mesela çok hareketli yok birincisi böyle değildi diyoruz ama öyle olmadığını birkaç fotoğraftan hatırladım.

İnsan aklı herşeyi depolayamadığı için evlatlarının küçüklüğünü bile silebiliyormuş yani. Arada sırada o eski albümleri karıştırmak herkese çok iyi geliyor, bana inanın.

7 Mart 2011 Pazartesi

Taşınma Telaşı ile Gelen Yeni Keşifler

Biliyorsunuz ben Arap Emirlikleri'nde yaşadığım için ancak Türkiye'den gelen haberlerle bir şeyler anlayabiliyorum fakat bir arkadaş blogspot açıldı, bir diğeri gidip geliyor dedi.Kafam çok karışık, durumlar malum yazmaya gerek yok fakat açılınca bir ses verin derim.

Buradaki yazıların hepsini wordpress'e geçirdim. Bir de Twitter'da hesap açtım, bundan sonra olabilecek kapatmalara karşı en azından bir bilgi akışı sağlanmalı diye düşündüm, bilmem yanılıyor muyum?

Twitter'ın konsepti bir şeyler üreten ve kişiselliği barındırmayan türden, blogger olarak oraya bir bakın ve bloğunuzun adına bir hesap açın derim.

Kolay gelsin ve umarım ki bu tip sorunlar bir daha yaşanmaz (Bu temenniye kendim inanmasam da bir sonuç cümlesi lazım şimdi ya ondan :P)