30 Aralık 2007 Pazar

Hoşçakal Kusum :(

Bizimle birlikte bahçedeki odada yaşayan yardımcımız geçen hafta kendi ülkesine döndü. Ani bir telefon aldı, kızkardeşinin kocasının öldüğünü öğrendi. Ve gitti... Ayın sonunda gelecek, bu sefer eşyalarını toplayıp full time çalışmak zorunda olduğu bir ailenin yanına geçecek :(

Bu, neden oldu? Çünkü Arap Emirlikleri'ndeki kanunlar yeni yıla girerken daha bir dikkatlice seçilip, kendine göre düzenlenmeye girişildiği için, kanunsuz çalışanlar anlamında çok ciddi suçlar getirildi. Kanunlar kimin kanunsuz, kimin çalışabilir ve ne şartlarda çalışabilir ine yeni bakış açıları getirdi. Eskiden, sponsorla buraya gelen bu insanlar, başka bir yerde kira karşılığı günlük iki saat çalışabiliyorlar, sonra da para biriktirmek adına farklı mekanlara da günü bölebiliyorlardı. Şimdi ise, çalışanın sponsoru dışında farklı bir mekanda temizlik yapması, ekstra para kazanması ve yaşaması yasaklandı.

Bu, ülkenin kendi adına koyduğu bir kontrol mekanizması ama her gün sabah evime gelip iki saatte gerekenleri yapan melek yardımcım böylelikle hayatına başka bir yol çizmek zorunda kaldı. Bu noktadan sonra yardımcı arayan kişiler ve iş arayan insanlar devletin ofisleri aracılığıyla bunu yürütebilecekler. Yardımcı gelişi, günlük bayağı bir tuzlu miktar, artı bütün gün karşılığında olacak.

Ben mi ne yapacağım? Bundan önce ne yapıyorsam aynısını devam ettireceğim. Gerçi, gittikçe büyüyen evlerle karşı karşıya kalıyorum ama madem kaldığım mekanı seviyorum o zaman bakımını da üstleneceğim. Ne bütün gün yardımcı ihtiyacım var, ne aynı çatı altında farklı bir insanla yaşayabilirim düşüncem. O kadar parayı, bir de ihtiyacımdan fazla dönemde yardımcıya aktaracağıma, çocuğuma ekstra bir ders aldırtırım ya da hiçbir yere harcamıyorsam biriktiririm. Böyleyim, yapacak bir şey yok! Bana, şu şartlar altında yardımcı parası vermek gereksiz lükstür.

Evet, kabul ediyorum sinirler zaman zaman yıpranıyor, bir evin işi yardımcın olduğu gibi günü gününe saati saatine şekilde yapıldı mı ne kendine zaman kalıyor ne bir şey ama her işin bir dezantajı ve avantajı var. Madem hayatlarımız tercihlerimizden ibaret, ev hanımıyken yardımcı konusunda cimriyim. Çünkü o zaman ben neciyim? Böyle de bir durum var. Evde yaşayan bir kadın olarak evin temizliğini, yemek yapımını, alışverişi, organizasyonu, bahçe bakımını vesaireyi yani iç işleri üzerime almışım demektir. Nasıl ki kocam şu an kalkıp gelse ve dese ki; " Yok ben bu işte çalışacağım ama gereklerin yarısını yapacağım diğer yarısı kalsın." Olabilir mi böyle bir şey?! Benim için alınan sorumluluk ne olursa olsun bir. Çalıştığımda da kendi işyerim için aynı performansı vermekle yükümlüyüm , evde de aileme ve evime karşı aynı.

Kusum'a gelince...Evet O'na rahatlıkla melek diyorum çünkü gideceği hafta bile sabah gelip çalıştı. Geçen sene evi bıraktığımız, köpeğimizi, bitkilerimizi emanet ettiğimiz, boş zamanlarında kiliseye giden, son derece dürüst, bizim 10. yıl evlilik yıldönümümüzde evde akşam Lara'yı beklemesine rağmen cep harçlığını kabul etmeyecek kadar yüce gönüllü olan bir insandan bahsediyorum. Sorduğum ve yapar mısın dediğim bir tek şeye dahi suratını asmayan biriydi, christmas'dan önce ağacımızın altına hediye alıp bırakacak kadar nazikti. Daha ne diyeyim bilmem ki? Zaten hayatımda ilk defa böyle şartlarla yaşadım ve karşılaştım, şanslıymışım ki O'nu tanıdım. Gerçekten de sanki hergün eve gelen bir insanı, varlığı, canı kaybettim :(

Peki? Bu insanların hayat şartları? Bu da resmin başka bir boyutu. Benden gidiyor da derdi bitiyor mu? Savaş kavgası diniyor mu? Asla! Kusum gibiler bir tek odaya talep gösterip, aynı günde belki üç evde çalışarak para kazanmaya uğraşıyorlar. Bizler ne yapıyoruz? Kendi evlerimizi temizlediğimizde üç gün dır dır etme hakkını kendimizde buluyoruz. Evlilik yaşları geliyor, çocuk yaşları geçiyor ama bunu yapmaya, aile kurmaya bile hakları yok hayat kavgasından. Erkekler kendi ailelerini arkada bırakarak 50 derece sıcağın altında hayatlarında yapmadıkları işlerde alın teri akıtmaya geliyorlar. Kendi ülkelerinde evlerine bir dilim ekmek bile götüremedikleri için :( İsteyerek bu yolu tercih ediyorlar ama şansları ya da seçim hakları olmadığından. Dinimizde vardır derler, cenazeye ve hastaneye gideceksin hayatın akış zorluğunu anlamak ve haline şükretmek için, bunları yapmaya gerek yok çevresini gören gözlerle izleyene aslında.

İnsanlar bu şartlar altında yaşam kavgası verir ve ben evde otururken; " Yardımcısız yapamazsın!" türü bir düşünce tarzına bile bakış açım sert. Yalnız, bundan sonra gerçekten de sabahlarımı evin işi, geri kalan zamanımı kızım alacak ve ancak bs'ım akşam başına oturabildiğim belki birkaç saatimi, o da şanslıysam geçirebileceğim bir alet haline gelecek.

Sondan önceki paragrafımı da yazayım, sonuç bölümü olarak da içim rahat etsin. Benim hayat felsefemde "Herkes, herşeyi yapar." bu bir, "Konumuna göre neyi yapıyorsa onu en iyi şekilde yapmalıdır." bu da iki. Evde kalıp, ev işi, yemek yapmayan, " Ben çocuğum için oturuyorum, yoksa çalışırım." diyip saldım çayıra mevlam kayıra gibi çocuk bakan ( bakmayan ) kadınlara da çok tilt oluyorum ayrıca belirteyim. Bu tip insanların kocalarını resmen ve resmen kullandıklarını, aslında çevrelerindeki herkesi kandırdıklarını düşünüyorum. İyi bir ev kadını değilsen çalış kardeşim! O işleri iyi yapanlara da para öde hiç olmazsa yokluğundan şikayetçi olunmaz ama hem "ol" hem de orada "ol" ma, yani bir baltaya sap olma. Iyyyy! O, kesinlikle bana göre değil. Böyle insanlara bakmakla beli bükülen her türlü insana da acırım başka bir şey söylemem. İster annesi olsun, ister babası, kardeşi, kocası ya da karısı farketmez. Tembele, beceriksizim yalanının arkasına sığınana hiç tahammülüm yok!

Neyse, konu farklı oldu ama hepimizin ve dünyadaki tüm canlıların 2008 yılı güzellik, sağlık ve duyarlılık getirsin inşallah :) Amin :)

11 yorum:

mamagonekrazi dedi ki...

Sevgili Evin Kedisi,

Sana katiliyorum. Sirf luks olsun diye yardimci tutup butun gunj ihtiyacin olmadigi halde odeme yapmak banada anlamsiz geliyor. Hele de insan kendisi ustunden gelebiliyorsa evinin bakiminin. ama bir sureliginede olsa yardimci sahibi olma rahatligini bu kadar olumlu tecrubelerle yasadiginida sevindim.

Bende dogumdan sonrasi icin endiseleniorum. Malum iki bebek arti sezeryan operasyonu, koca ev derken kendim nasil basa cikarim bilmiyorum. Bakalim Amerika'da helede Ithaca'da hersey sanki koca devlet meselesiymis gibi abartiliyor. Burada isciysen cok havalisin. Sanki paraya ihtiycanin yokmus gibi artistlik yapiyor labor workerlar. Ben sahsen hic hazetmiyorum onlarin eline dusmeyi. Neyse, bende yeni yilini kutluyorum.
Selamlar, Alev

evinkedisi dedi ki...

Alev'cim;

Hoşgeldin. Öncelikle senin durumun çok farklı, bunu bilesin. Ama hayatta hakikaten kaldırılamayacak yük yok insanoğlu için. Tabi ki iki bebeğe aynı anda yetişmek, üzerine ev işlerine odaklanmak, kendi hayatını yaşayabilmek, şu bloğa bile girip birkaç satır karalayabilmek hayal olacak ama yardımcısız da yapılır, başa gelen çekilir. Ancak, yardımcı insanın ekstrası olduğunda bir nefes alma aracı. Hayata getirdiğimiz sorumluklarla beraber eskiden olduğu gibi yaşayabilmek de bir süre lükse giriyor, bunu bilmek lazım. Kabul etmesi zor olsa da beklentileri gerçekçi tutmakta fayda var. Ama ne olursa olsun sağlıklı iki güzel evlada kavuşmak, eşin gibi ince ve daima senin yanında olan bir adama sahip olmak da işin olumlu yönleri. Umarım yardımcı tutacak ve hayatını olduğu gibi devam ettirebilecek imkanın olur.

Olmasa da ne olur yahu? Elindekilerinin kıymetini bildikten sonra gerisi vız gelir :)

elektra dedi ki...

evin kedisi, oğlum doğduktan sonra mecburen bir yardımcı aldım . iyi kötü 7 yıl geçirdim aynı bakıcıyla. evlenip evinin kadını olmaya karar verdiğinde, inanılmaz bir endişe atağı yaşadım. 7 yılın getirdiği her işime koşan bir yardımcı ile yaşama alışkanlığım ,bende onsuz ne yaparım telaşına yol açtı. önce bir sürü bahaneyle yeni yardımcı bulmak gerektiğine ikna ettim kendimi ve çevremdekileri. sonra bir gün fark ettim ki, bu arayışım ne çocuğumun rahatıyla ilgiliydi ne de ailemizin mutluluğuyla. bu direk benim popomun rahatı ile ilgiliydi. bunu fark ettiğim anda, kendimden utandım. bu aile benim, çalışıyor olsam da, bu ailenin yaşamını düzenlemek benim sorumluluğum dedim kendime. ve o an özgürleştiğimi hissettim. hoş popomun rahatını kaybettim , ama bağımsızdım artık:) o gün bu gündür, üç kişilik minik ailemizde herkes daha bir sorumluluğunu bilen ve yerine getiren insanlara dönüştü. ne diyorum ben? sana katıldığımı söylemeye çalışıyorum aslında. bir de, burayı tıklarken demek istediğimi diyeyim unutmadan: mutlu yıllar...

kecilerin cobani dedi ki...

ben bu doneme kadar hep tuttum yardimci, ama eve degil, denize yardimci gibi tuttum. ne yemek yaptirdim ne agir temizlik. hep ya bugun yarin calisirsam sıkıntısı vardi. yenisini bulmak cok zordu. simdi calisiyorum ve cok da gerekmiyor artik yavas yavas kesecegim.
yani demem o ki luks merakindan veya popo rahati isteginden kaynaklanmaya-da-biliyor. kendi deneyimimle dusundugumde.
:)
mutlu yillar.

miso dedi ki...

Sevgili evinkedisi,
Yardımcı işi çok zor cidden. Ama insan mecbur kalıyor bir noktada. Bu eve taşınana kadar iki haftada bir gelip temizlik yapan bir kadınımız vardı. Ama bu ev merkeze çok uzak, Ilgaz'ın karşılanması gerekiyor, ben geç geldiğim için hiç bir işe yetişemiyorum. Yapmaya çalışırsam biliyorum ki çok yorulup, sinirli bir insan olacağım. Özendim sana. Keşke tercih hakkımız olabilse her zaman.

marruu

elektra dedi ki...

demek second life nedeniynen güncellenemiyor buralar ha?:) hadi hadi, nasıl gidiyor bakıcısız hayat:)sevgiler...



not: kelime doğrulaman 10 harf veriyor artık ya:)

evinkedisi dedi ki...

Yardımcı olayını yanlış anlatmış olmayayım, çalışan ve çocuğu olan, evine zamanında gidemeyen, ne bileyim işte okul saatleriyle iş saatleri çakışamayan insanları kastetmedim ben. Evde bulunup tek sorumluluğu çocuğu, evin temizliği veya bakımı olanlarla ilgili olarak yazdım.

PEk tabi bunların içine yine evde olup da trilyarder olanları da koymadım, koyamam, parası vardır içmeye atla gider sıçmaya meselesi. Param var kardeşim istersem tuvalete atar sifonunu çekerim sana mı soracağım?! olur sonra Allah korusun:) Ben elimdeki sınırlı imkanları kullanırken nasıl bir yol izlediğimi anlattım yalnızca, orta halli bir halde yaşarken ne bileyim o parayı iki ay biriktirip de evime LCD TV alabileceksem ona kanalize ederim dedim. Çünkü benim sorumluluğum bu ve aksini talep etmek gerçekten şımarıklık gibi geliyor.

Evet, second life bayağı bir zaman yiyor, gerçekten de insanı entellektüel olarak yavaşlatıyor ama vardır bir sıkılma anı, o zamana dek özgürlüğümün tadını çıkarıyorum :))))

Yorum yazan ve görüşlerini ekleyen herkese çok teşekkür ediyorum :)

Goddess Artemis dedi ki...

Mimlendiniz! :o)

Elif Derviş dedi ki...

Valla ben trilyarder (o ne ya?) olsam tutardım yardımcı oooh güzel güzel kendi istediğim şeylerle uğraşırdım sonra da...ne kötülük var ki bunda anlamadım? Hem o insanların da ekmek kapısı değil mi bu iş? Birileri için yapacaklar elbette ki para kazanıp ev geçindirecekler.

Toprak'a kendim bakmayı çok ama çok istiyorum yuvaya başlayana kadar, ama mümkün olmayacak, geçinemeyiz çünkü... ama eğer barış ya da ben şöyle güzel sağlam paralar kazanıyor olsaydık, ve ben yine evde olsaydım, yemek ve Toprak'ın bakımı için değil ama temizlik için kesin tutardım bir yardımcı (her gün değil ama, ben dayanamam her gün evde birinin olmasına..)...elektrik süpürgesinden nefffffret ediyorum...
böyle... yaaaa demek ki ben zengin olsam sen bana da ıyyy dicek mişsin hihihi...eh, tercihler..:)

evinkedisi dedi ki...

Yok deli'cim niye ıyy diyeyim yahu?!

Dedim ya çoook paran vardır, istediğini yaparsın durumları ama öyle bir imkanı olmadığı halde " Yardımcısız hayat mı, mümkün değil yapamazsın şekerim." tarzı bakış tarzı benim karşısında durduğum. Kendinden, evinden ne bileyim ailesinden kesip " Ben beceremiyorum ne yapiiiiim?!" diyenlere sözüm. Herkes herşeyi becerir, başa kalırsa, göz görüyorsa, mükemmelliyetçilik varsa ( a ha kelimeye bak )

Benim de senin ve herkes gibi neffffrettt ettiğim bazı konular mevcut, mesela apilady ile bacaklarımı almaktan afaganlar geçiririm ama kıllı bacaklarla doşamamam misali :) Acayip ve biraz da iğrenç bir örnek oldu kabul ediyorum.

Bu arada, yardımcı tutabilen, bu kedi kuyruğu kovalamacasını kırabilenler gerçekten de şanslı, yani ona aktaracak para olduğunda, ondan bundan kısmam gerekli olmadığında ben de gün gelir yaparım, bu da takribi yaşlılık dönemime denk geliyor sanırım :)))

Açalya dedi ki...

Koca evin sadece banyolarini temizleyecegim diye canım çıkıyor. Anlaşacağım bir temizlik şirketiyle bu aralar.
Şu ana kadar hep 'yaparım ulen kendi işimi'onlara vereceğim parayla neler yaparım ben ohoo'diyordum...şimdi demiyom.