17 Haziran 2007 Pazar

Çin Böreği ( Spring Rolls )


Benim sürekli severek uyguladığım tariflerimden biri de Çin Böreği'dir. Yalnız sorun yazmaya başlayınca, daha doğrusu neyin nasıl yapıldığını otomatiğe bağlanmışlıktan sıyrılıp anlatmaya gelince yaşanıyormuş, onu da anladım. Yemek yapmayı aktarabilmek için kimya labaratuarı misali tartıp biçmek, bunu Türk ağırlık ve ölçü birimlerine uygulamak, sürekli mutfağı toplu tutup her aşamada fotoğraf çekmek...Olsun, deniyorum en azından! Ben anlatabildiğim kadarını paylaşayım, gerisini bu işte deneyimli olanlar tamamlasın diyelim, rahatlayalım :)

Çin yemekleriyle tanışmam daha önce de yazdığım gibi evlendiğimizin hemen ertesi, kocamın sayesinde gittiğimiz Çin Lokantası deneyimi ile başladı. İyi ki de başlamış, ben de böylelikle farklı lezzetlerle tanışmış oldum . Bir de Londra'da gittiğimiz Hint Lokantası...Aman Allah o ne acıydı öyle! Ama süperdi. Caddebostan'da İngiltere'den daha iyi bir Fish & Chips ve aynı mekanın biraz ilerisinde harika bir İtalyan lokantası...Düşünüyorum, farklı mutfaklardan bir tek bunlara gidilmiş, yani abartmayayım ama yine de lahmacuncu, iskenderci, mantıcı üçgenimizden bir gömlek atmışız demek ki :)

Çin böreği için Türkiye'de biliyorum taze yufka olur. Taze yufkanın içine o kadar malzeme girince patlama çatlama yaptığı deneyimlerimle de sabitlenmiştir. Çünkü derin yağda kızartma işlemi yapılıyor, içine de bayağı zengin sebzeler ve sos falan girdiği içindir ki bam bum! saç baş yağ içinde durumları kaçınılmaz hale geliyor. Yine de yeni tadlar evde denenmeden önce benim görüşüm, dışarda bir yerlerde, işinin ehlilerinden tadına bakılıp beğeni derecesinin test edilmesi, verilen tarifte eksik veya fazla kalan malzemenin anlaşılması açısından çok iyi oluyor.

Burada, fotoğrafını da çektiğim, sanırım tam emin değilim, un değil de nişasta ile açılan ve dondurucudan alınan yufkalar satılıyor. Daha elastiki ve kalınca. Dolayısıyla, yetiyor. Kızartılınca da kıtır kıtır oluyor. Türkiye için normal yufkayı şeritler halinde kesin, üstüste koyarak sarılırsa ancak olabiliyor belirteyim.

İçi için malzemeler;


150 gr karides
1/2 kg küp veya şeritler halinde kesilmiş tavuk göğsü
2 yemek kaşığı soya sosu
2 tane küçük veya bir orta boy soğan
2 diş sarmısak
2 çay kaşığı zencefil ( sarı renkte tazesini de toz gibi kesebilirsiniz veya zencefil tozu da alabilirsiniz. Alırken az miktarlarda almanızda kokusunu kaybetmemesi açısından fayda var )
Pudra şekeri veya bal ( tadına bakılarak eklenecek )
1 paket soya filizi ( eğer 100 gr falansa iki paket de olur eriyen bir yapısı var çünkü )

Evde bulunan sebzeler ( yeşil biber, taze soğan, lahana, yeşil fasulye, kırmızı etli biber, havuç...)
bu sebzelerden renk verecek kadar 100 er gr diyelim.

Wok denilen derin pişirme tencereleri var. Bu tencerenin özelliği harlı ateşte çok fazla malzemeyi bir arada pişirme olanağı sağlaması. Bir de wok'umuzu havaya girmek açısından ocağımızın üzerinde hazır bekletiyoruz tabi :)

Diğer bir özellik Çin tarzında pişirme yaparken sebzelerin çok pişirilmemesi, hatta hafif bir kıtırlıkta kalmaları.

Bu tarif şekerli ve tuzluyu bir araya getiren çok güzel bir bileşim ama dediğim gibi evde uygulanmadan önce o tada aşina olmak ya da bu tür maceralara atılmaya da hazırlıklı olmak gerekiyor.

Yapılışı;

Önce sebzelerin hepsini ince ince şeritler halinde kesiyoruz. Aslında en fazla zaman alan tarafı bu. Özellikle havucu ince uzun şerit halinde keserken ellerinize özellikle dikkat edin. Sebzelerimizi kesip, yıkadıktan sonra bir yerde onları bekletiyoruz. Çünkü amaç hepsini bir anda wok'un içine atmak.

Ben her zaman daha önce de yazmıştım, eti biraz zeytinyağı ya da tereyağ artı sıvı yağ koyduğum tencerede pişirmeye başlıyorum. Biraz pişmeye doğru soğanları ekliyorum. Bu yemekte taze soğan eski soğanın yerini aldığı ve çok daha güzel göründüğü içindir ki iki tane küçük boy soğanı ekleyelim. Sarmısağı ve tavukları bu şekilde güzelce hafif karamelize oluncaya dek pişirelim. Karidesler çok çabuk piştiği ve minnacık kaldığı içindir ki son saniyelere saklıyoruz. Taze soğanı da sebzelerin arasında az pişeceklerin içinde tutuyoruz.

Tavuklar soğanla ve sarmısakla piştikten sonra ince şeritler halinde kestiğimiz sebzeleri, soya sosunu atıp yine pişirmeye başlıyoruz. Hafiften pişmeye başladıklarında karidesleri, pudra şekeri veya balı, zencefili sürekli tadını kontrol ederek ekliyoruz. Hepsi bir arada karamelize olunca da bir yemek kaşığı kadar sirke ekliyoruz. Tuz eklemeyin çünkü soya sosu ciddi tuzlu bir şey.

En sonunda soya filizlerini katıp pişirmeye çok mıncıklamadan, narin şekilde birkaç döndürüş yaparak bırakıp hemen kapatıyoruz. Çok sulu olursa o zaman hafif mısır nişastasıyla suyundan bir yere alıp karıştırıp hafifçe koyulaştırabiliriz de.

Piştikten sonra malzemeyi soğuması için bir kenara alıyoruz. Buradaki dondurucu yufkalarını suyla yapıştırmak mümkün olmadığındandır ki ben yumurta beyazı kullanıyorum.

Derin olması koşuluyla kızgın yağa attığımız börekleri pişiriyoruz. Derin olmazsa tavaya yapışma ve patlama riski var, kızgın olmazsa da bu sefer böreklerin çok yağ çekme durumları oluyor. Dolayısıyla kızgınlık ve derinlik esprisine dikkat.

Börekleri yaparken buradaki yufkayı yumurta beyazıyla kapattığım için daha önce sardığım yufkaları tabağa dizdiğimde, kızartmadan önceki aşamada, tabağa yapıştılar. Sonra, börekleri
sarıp temiz bir el kurulama bezinin üzerine koydum. Evreka! Hiç bir şey bir yere yapışmadı :) Yurt dışında yaşayıp da benim kullandığım yufkayı kullananlara bir ipucu.

Bizim ülkedeki yufka dediğim gibi taze olduğu ve suyla da yapıştığı için bu kadar olmuyor. Daha rahat çalışılıyor.

Yufkaları sardık, bezimizin üzerinde beklerken yağın ısınması için altını açtık ve o sırada börekleri ortadan kesip içine koymak için soya-bal-hafif zencefil ve sirkeli karışımızı da hazırladık. Bunun olmazsa olmazlarından acı sosu tabi ki. Onu da masaya aldık ve kızartmalara geçtikkkk. Afiyetler olsun :)

2 yorum:

Selen dedi ki...

Hayatta en cok sevdigim yemekler Cin ve Hint yemekleridir.Seninle cok iyi anlasacagiz galiba...Bu tarifini verdigin cin boreklerini ben cok aliyorum esim bayiliyor ama sarimsak alerjisi var ben hazirini ve sarimsaksizini buluyorum..Cok harika gorunuyorlaaaar.Eline saglik...
Benim favorim Sweet and sour chicken.

evinkedisi dedi ki...

Aynen! Ay, hoşgeldin Selen, tam gözlerim dönmüş babalar gününü eskitmemek adına yazıyordum ki tekrar senden mesaj :) :)

Peki soğan? Sorun profesyonel tarif olmadığından bilmeyen için eksik gelen tarafları da olabilir korkusu...Yani elim artık otomatiğe alışmış ya, bir cimcik tuz, yok göz kararı şu bu...Böyle tarif yazmak yeni bir boyut resmen.

Bu arada, anneni gerçekten de taktir ettim, benimki çocukluğum boyunca eve almam dediği için hep hayaliyle yaşadığım bir şeydi. Üzüntüm, O'na layık olan hareketli yaşamı veremiyor olmamız. İnsan hayatı köpeğe göre çok doğadan uzak ve monoton bir hayat bana göre. Ama bizimkinin de alışmış artık böyle keyfi yerinde gibi...İngiltere'nin kurallarını biliyorum ne kadar zor. Bİz Türkiye'den buraya gerekli aşıları ve chipiyle getirdik, getiremeseydik gelir miydik? Bilmiyorum, sanırım gelemezdik :( Çünkü bende güvenebileceğim bir yer de yoktu bırakılabilecek. Neyseki Allah'tan oldu. Oğlun emin ellerde, annenin anlayışına da hayran kalmamak elde değil. Ziyaretin için tekrar teşekkürler.

Bu arada Medilain bulunamadı ve aramalar durduruldu biliyorsun :( Çok canım sıkılıyor, Meltem'in bloğunda yazılan ve medyaya yansımayan gerçekler ise çok daha koyucu :( Çocuklarımızın yanından bir yere ayrılmamamız lazım.İyi geceler diliyorum :)