İngiliz eğitim sisteminde tatiller çok farklı serpiştiriliyor. Bu sene Christmas, yeni yıl ve sömestr bir araya geldi mesela, ardından bu Pazar ve Pazartesi'yi içine alacak şekilde yayılan Yarı Yıl Tatili konulmuş. Nisan'ın 2'sinde başlayıp 19'unda biten Paskalya Tatili ise bir sürü anneye iki haftalık kaçamaklar sağlayabiliyor.
Bugün üçüncü kez tesadüfen Chloe ile gittik doktor kontrolüne. " Hiç okula gitmiyor mu bu kız yahu?!" dedi Dr. Rabab haliyle. Geçen seferki kontrolle araya bir ay girmek durumunda kaldı ne yazık ki çünkü üç haftaya denk gelen dönem bizimkilerin Spor Günü'ne denk geldi bu sefer. Ardından 2 numaranın elini yüzüne kapamasıyla tam göremediğimiz 3'lü ultrasona giriş, Ocak ayının 28'i...Ultrasoncu tekrar bakıp daha iyi kareler yakalamaya çalışacağını söylemişti, öyle de oldu sayılır.
Bebeğimiz 1.277 gr. olmuş. Hesaplamalarımda iki aralık belirlemiştim. Birincisi doğum tarihi ya 19 ile 26 Nisan diyordum, ikinci alternatif ise 26 Nisan - 5 Mayıs...Doğum günümüz herşey konuşulduğu gibi giderse 24 Nisan olacakmış. Eğer hastaneye doğumdan bir gece önce yatırılmıyorsam tabi ki.
Ayağını ve yüzünü görmek nasip oldu bu sefer. Herşeyin sağlıklı ve olumlu gitmesine şükretsem de o kadar yorgunum ki...Dün kızımla birlikte öylesine zaman öldürmek için çıktığımız dolaşma turumuz akşama büyük bir kalça tutulmasıyla son bulunca artık vitesi düşürmenin daha önemli olacağına karar verdim. Bugün bir saatlik bir koltuk uyuma seansı gerçekleştirdim ama yine de hormon tepmesi belki içimde sıkıntı var. Sebebi mebebi yok bu meretin, geliyor ve gidiyor işte öyle.
Sol bacağımı Dr. hanıma gösterdim, gösterdim ki varisin durumu için bu olaydan sonra elimde rapor yazıp gerekliliğini söyleyecek bir doktor olsun. Gerçekten bir de üzerine doğumda daha da artan kılcal damar morlaşması da girdi araya. Yani, bazı sigorta şirketlerinin baktığı gibi yalnızca estetik olsun, torba dolsun değil. Umarım bu sigorta şirketi karşılar ve hemen lazerle o iş de halledilir.
Hastanemizde ( zaten velilerden de duyduğum buydu ) epidural sezeryan yapılıyormuş. Heryerde bu ekip olmayabiliyor ve önceden konuşup danışmakta fayda var.
Bebeciğin bütün kıyafetlerini, kullanacağı yatak ve battaniyeleri, pikeleri yıkadım, bir güzel ütüleyip kaldırdım. Çantam %90 haliyle hazır, gerek yok denilse de her ihtimale karşı.
Dün kendime derli toplu terlikler lazım diyip Crock'lara baktım. Fiyatları bu kadar gereksiz kazık olmasa tamam şirin ve güzeller. Ama eskilerde köylerdeki bacılarımızın plastik terliklerinin yalnızca bir şekil değişikliği ve fancy renklerle bu kadar acayip fiyatlara satılması sinirlendiriyor beni. Yani öyle bir durumdalarki piyasada deri ayakkabı ve terlikleri " Hush Puppies " mesela katlamış gidiyorlar. Bilmiyorum, daha araştırmaya devam edeceğim, kafama göre bir şeyler bulamazsam belki...Hastaneye terlik lazım dedi birkaç arkadaş. Dümdüz havlu terlikler veriyorlarmış bir kullanımlık. Amaaan aslında kim takar ki!
Yarın herkes okula...Çarşamba günü ise bir terslik olmazsa sabahın onunda temizlik şirketi bizde. Evi bir hafta dokunmadan bırakmak o kadar zor geliyor ki, yani elime toz bezi alıp da silmemek için ciddi çaba sarfediyorum. Bu hafta kum fırtınaları oldu iki gün üstüste, göz gözü görmedi, onun da etkisi olabilir ama haftada bir temizliğin daha fazla pisliğe katlanmak anlamına gelmesini gerçekten istemiyorum. Bakalım, aylık ödeme yapılacak ve bekleyip göreceğiz sonucu.
Eşimin iş yerinden hamile kalanlar kıyafetlerini birbirlerine paslayarak kocaman iki tane torba doldurmuşlar öyle. Sıra bana geldi, kendi zevkime uyanları ayırdım ve bu büyük bir imkan. Bir sürü isimli bluzlar, benim hayatta para vermeyeceğim çünkü bir daha giyeceğimi düşünmediğim bir sürü pantalonlar falan filan. Benden sonra da kim hamile kalırsa ona aktarılacak işte. Ne güzel!!!
Birazdan babamız gelir, havadisleri O'na iletirim. Perşembe de hafta sonuna giriş ya. İşte son gelişmeler bunlardan ibaret.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder