10 Nisan 2008 Perşembe

Bugün

Yani, diyorum ya neyin ne zaman geleceği hiç belli olmuyor diye. Haftalar önce ufaklığın Anna'lara gidişi planlanmıştı bu akşam için. Herşeyi hazırladım, bir çay içmeye, kendimi bile hale yola koydum. Dışarı çıkıldı. Honda'nın anahtarını çevirdim. Tık yok!

Şimdi bizimki burnundan buharlar çıkartarak arabanın durumuna bakıyor. Güya, dışarı çıkılacak, felekten bir gece çalınacaktı. Ne oldu? Bombok!!!

Catherine toplamış kızları, parka gidiyorlar, arabayla kapıya kadar kurtarma operasyonu yaptı kadıncağız. Hem çalışıyor, hem yaş 44 ama inanılmaz bir istek var, çocukları mutlu olsun yeter ki! Natasha'yı da aldılar bu gece için. Bir de evde var zaten iki kız. Oldu, çocuk sayısı dört!

Sabah, ilk defa yeni aldığımız makinanın halı yıkama aparatını kullandım. Muhteşem! Aparatın ucuna hani kadınlar gelir de fırça yaparlar ya aynen öyle bir bölüm koymuşlar, arka taraftan bir fıskiye, ileri doğru götürünce fıskiye otomatik olarak çalışıp gerektiği kadar su fışkırtıyor, geriye gidildiğinde ön bölümden içeriye çekiyor. İleri geri diye valla iki halı belki en fazla onbeş dakikada bitmiştir. Mucize gibi...Ve hiç bir vakumlama zorlama yok. İçine konulan sıvı temizleyici zaten makinaya ait.

Acaba arabanın nesi var? Offfff! Nefret ediyorum ekstra giderlerden. Umarım, motorda falan bir durum yoktur, valla neredeyse nazara inanacağım, at nalı gibi bir nazarlık alıp arabanın bir tarafından sallandırsam mı diye düşünüyorum ama kendi nazarımdır bu benim. Geçen gün arabanın direksiyonunu okşarken yakaladım kendimi, iyi mi? Çok seviyorum ne yapayım? Hayatımda bu kadar güzel kullanışlı, sağlam bir şeye sahip olmamıştım.

Bakayım da neler oluyor anlayayım bari...Şimdi baktım, pilin içi kurumuş dedi benimki. Şimdi üzerindeki seri numarasından bakıp alacak. " Umarım sorun budur!" dedi sevimsizce. Ve bence de tabi ki!

Bu erkeklerde bizlerde olduğu kadar hormonal oynamalar, adet öncesi sendromları, hamilelik durumları falan olsa akıllarını kaçırırlar, bizlere de kaçırttırırlar. Dünya üzerindeki bütün kadınlarla konuş, ki ben burada bin ırktan, bin insandan bahsediyorum, hepsinde aynı görüş var. Erkekler bir konuya odaklanabiliyorlar. Yalnızca bir.

Sorun mu oldu? Tamam, dünya ona odaklı, bir kitap mı okunuyor, yalnızca o. Aynı anda telefon çaldı mesela, olmaz mı olur, tamam herşey alt üst oldu! Uyunurken uyandırılmak, uykusuz kalmak boğulma tehlikesi atlatmanıza sebep olabilir.

Şimdi aynı benimki işte, dışarı çıkıyor, bir sinir, bir asabiyet, içeri giriyor, dosyalara bakılıyor, bir lafı diğerinin üzerine söylemeye kalk, gitti!!

Babamdan alışkınım buna. O da iş yaparken kesinlikle yanına yaklaşırmazdı, ne asabi, ne acayip adam derdik, annemi, sonra da diğer eşini " Aman bir şey söyleme!" diye geri tutmaya çalışırdım ben. O stresi hatırlıyorum da...Tabi, bunun bir dünya kuralı olduğunu ve benzerlikleri bu yaşlarımda ancak anlayacağım aklıma gelmezdi.

Böyle durumlarda, olan olayın ve stresin sizlerden kaynaklanmadığını düşünerek derin bir nefes almak işin en iyi tarafı olsa gerek. Ama siz günün birinde aynen, hatta kendi sağlık durumunuzla bile ilgili aynı tepkileri verin, evde sinir estirin bakın bakalım neler oluyor? Tansiyon anında yükselir, bir bakarsınız yine her zamanki gibi kadın kısmı alttan alıp, olayı açıklama moduna gelmiş. Çünkü erkek kısmının strese dayanıklılığı da düşük. Acaba, bu adam benimle yaşaya yaşaya mı bu hale geldi? Bir de en deli olduğum nedir, ne zaman bizim ülkelere gitsek hep aynı yorum; " Bu senin eşin var ya, lokum lokum!" Hiç de öyle değil!

İki sene önce kendime aldığım kapri, kalçamdan bile zor geçti :( Hamile halime göre daha inik bir tipim olsa da demek ki eskiye göre çok daha kilolu, hatta bir beden büyük bir haldeyim. Alt tarafı üç sene önce zayıflama döngüsüne girdiğimde benimkinin arkadaşlarından, beni eskiden tanıyanlardan bir ortak arkadaşımız " Söyle evin kedisine daha fazla zayıflamasın." diye haber göndermiş ama ben kendi adıma hakikaten şu pantalonlarımı giydiğimde sıkıştırılmadığım hissini yaşadığım zaman acayip mutlu oluyorum. Yemek yemediğimde kendimi çok iyi hissediyorum. Bir de spora başlayabilsem...

Neyse önümüzdeki haftalarda herşey düzelsin, kendine gelsin o zaman yürüyüş bandıma da çıkacağım. Günde yarım saat bile yapsam eğimli olduğu için acayip ter atılıyor.

Benimki bir hışımla dışarı çıktı, pil almaya gidildi. Akşam ne yapacağız diye hiiiç konuşmadık bile. Ben de gidip üzerimi değiştireyim, rahat bir şeylerimi giyeyim bari. Ufaklığın evde olmaması hissi yabancı ve hoş değil.

" Assassin Creed" 'a de başladım tekrardan, hamileyken bu tip şeylere bakamıyordum bile. Önümüzdeki ay ufaklığın doğumgünü ve bloğumun da öyle :) İkisini aynı anda başlatmıştım.

Köpeği çıkarayım bari...

6 yorum:

elektra dedi ki...

günaydın buralardan kedicik:)
nasılsın?
pek bir gergin gördüm seni yazında. terslikler öyledir, bir de inanır mısın bilmem ama, üstüste gelme moduna girdiler mi,ıyhhhhh dayanılmaz kılarlar hayatı. biliyorum, çoook yaşadım. hele para harcatmakla ilgili ise, aman bir bollaşır terslikler... bir sene tv ile başlayıp çamaşır makinesi, buzdolabı ve en son banyô'nun tesisatına kadar uzanan bir cüzdan boşaltma serisi yaşatmıştı bize bu tersliklerin üstüste gelmesi süreci. hem de en komiği, bir kaç gün önce ailecek karar almıştık, ' tamam, masrafları kısyoruz ahali' tadında:))) dalga geçer gibi geldiler üstüste. :) ahhh ahhh. hayat be kedi. boş geç. geçiyor bitiyor işte. iyi bir hafta olsun bu hafta:)
sevgiler...

merakli dedi ki...

Erkekler konusunda çok haklısın,bütün kadınların senein gibi düşündüğü konusunda da :)

evinkedisi dedi ki...

Elektra;

Ben gerginim ya...evet :( Sebepleri tekrarlardan oluştuğu için yazmasam daha iyi. Bir kere adet mi göreceğim diye düşünmüyor değilim. Her söylenen batıyor, tatile gitme organizasyonu burnumdan buharlar atmama sebep oluyor. Arabanın aküsü bitmiş Allah'tan, aynı gün akşam dışarı çıktık, sorun çözüldü ya kimse birbirini yemedi. Ama o senin aktardığın olayı benim ablam komikliğe vurarak anlatırdı, aynen, bir başlar evdeki ihtiyaçlar bir gün evin ortasından su boruları fışkıracak diye düşünürüm falan derdi. Hayat da aynen matematik gibi, problem çözmeden yürümüyor. Teşekkür ederim Eletra'm, inşallah diyelim bakalım :)

Meraklı kedi'ciğim;

Sen niye yazmıyorsun yahu? Bak burada acımızı sevincimizi herşeyimizi paylaşıyoruz, neler oldu hayatında? Taşınacaktınız, diğer bir konu vardı...Ne olur yaz :) Diğer konuyla ilgili kısaca yorumundan anladım ama detaylar ne, ne oldu, nasıl oldu? Çok mu üzerine geliyorum ama tek meraklı sen değilsin gördüğün gibi :) Teşekkürler yorumun için.

saksıdaki kedi dedi ki...

Merhaba

saksıdaki kedi dedi ki...

Evin kedisi,yeniden yazmaya başladım.Umarım ziyarete gelirsin.

evinkedisi dedi ki...

Ziyerete geldim :) Şimdi bu adresi ekleyeyim, çok ama çok geçmişler olsun diyorum yeniden ve takipte olacağımı belirtiyorum, lütfen yaz :)))