17 Nisan 2010 Cumartesi

Ölüm...

Biz blogger dünyasının her bir parçası, burada kendimizden daha bir "biz"iz sanki.

Sansürsüz, karışan, görüşensiz, hesapsız, içten ne gelirse, o anda, doğaçlama bir tiyatro sahnesi blogger dünyası...

Bir hafta önce yine Magissa'yı okurken öğrendim Devin'in aramızdan ayrıldığını. Boğazım düğüm düğüm kalakaldım kendi kendime. Ne yapacağımı bilemedim, bloğuna gidip en son ne girdiğini görmek adına, sırtını yere vermiş kedi fotoğrafıyla karşılaştım yine. Ve bir de ölümün o değişik, yalnız, ıssız enerjisiyle...

Ölenlerin, yani fiziki bedenini geride, bizlerle üç boyutlu dünyada bırakanların, üzerlerinden büyük bir yükü atarcasına arkalarına bile bakmak istemeden ayrıldıklarına inanırım ben dünyadan. Sevilenler emin ellerdeyse özellikle.

Devin'in O'na şiir yazan bir oğlu vardı bunu biliyorum. Yüreği ve ruhunun bir parçası evladında kalmış olabilir evet ama yine de orada çok huzurlu olduğunu düşünüyorum, hatta elinde sigarası aşağıya yandan bir gülümseme ile baktığını da...

Nur içinde yat Devin, mekanın cennet olsun.

5 yorum:

gülay dedi ki...

DEVİN'i güneşe uğurladık....

mezarına yıldızlar yağsın sevgili devin

balanne melike dedi ki...

Tanımyorum ama üzülmene ve geride kalanlara üzüldüm..Ölüm öyle birşey kalanlara sabır ve anıları tatlıya döndürerek yaşayabilme hali..

evinkedisi dedi ki...

Yazının eğlenceli olması ibaresini kaldıramadım bir türlü, sakin bir zamanda tekrar kurcalayacağım bakalım :(

Asortik Krep dedi ki...

Devin yazısını ancak gördüm,teşekkür ederim onun anısına..

evinkedisi dedi ki...

Asortik Krep...Görüşüyordunuz sanırım değil mi? Senin için bin kere zor olmuştur bunu kaldırmak, ben tanımıyordum yalnızca yazdıklarından...ama yazdıklarımız da birbirimize o kadar yakınlaştırıyor ki :(