18 Şubat 2009 Çarşamba

Eşşoğlueşşek Şansı Okkalısından!

Valla yuh diyorum başka bir şey demiyorum. Hayatımda ilk defa evime temizlik şirketinden insanlar gelmiş, üst kattan başlanmış, iki kişi pencereler, toz, yerler girişmişken ve ben zevkten dört köşe olmuşken, elektrikler gitti!!!!

Geleli dördüncü yıla girmişiz, hayatta elektriklerimiz gitmemişti. Ben böyle şansın içine edeyim, daha ne diyeyim?!!!


İlk önce alt katta bilgisayara bakınırken internet bağlantısı sırra kadem bastı, haydaaaa! dedim kendi kendime, ardından eyvah internet vericisine bir şey olmuş diye düşündüm, sonra baktım hiçbir ışık mışık yanmıyor, eyvah bir şey sigortayı mı attırdı diyip yukarı çıktım. Adamcağızlar o aralık elektrik süpürgesini de çalıştırmıyorlar ya farkında değiller. Onlara söyledim ve sigortaya bakmaya aşağı indik tekrardan.


Komşumu aradım, O’nda da yok!!! Burada elektrikler kesilmeden önce, tamir falan varsa zaten önceden haber verirlermiş kapıya gelip, e öyle de bir şey olmadı. Anlamadık gitti. Kazmanın biri acaba bir şeyleri kazacam derken kabloları falan mı hasara uğrattı? İşin boktan tarafı herşey elektrikle çalışıyor telefondan, bilgisayara kadar. Öfff yaaa!


Sabah ev hazırlığı yaptım. Tuvaletlerdeki çöplerin yardımcı tarafından atılmasına hep sinir olmuşumdur. Bana özele giriliyormuş hissi veriyor o iş. Bütün çöpleri boşalttım, temizlik yapılacak ya herşey toptan güzel olsun diye yataklarımızı değiştirdim, kolye boncuk edevat olanları dolabın içine yerleştirdim, ortalıkta dağınıklık yapan herşeyi kaldırdım, dün geceden de salondaki masa örtülerini falan yıkamaya ayırmıştım. Banyodaki halıları, Laila’nın yattığı pufun kabını değiştirip kirlilere koydum. Üç saatte bakalım evin ne kadarını bitirebilecekler? Camlar ve balkonlar işin içine girince pek de parlak durmuyor bu üç saat.


Alt katın sifonunun değişmesi lazım, ısrarla gelenler tamir edip gidiyor ve bir süre sonra çekilen yerden yerleri ve halıları su basıyor. Burada aylık olarak ev sahipleri aidat veriyorlar ve o aidatın içinde tamir, değişim masrafları da karşılanıyor. Yani, hani yazmıştım, ilk geldiğimde adamın biri geldi de benim mutfaktaki fanı değiştirdi, ben “ İstememiştim ki böyle bir şey!” diye tutturdum, adam İngilizce anlamaz, sonra onu yenileyip “ Free, free, no problem!” diyerek arkasından ampule ihtiyacım olup olmadığını sordu da birkaç tanesini bırakıp gitti ya. Bu, o sistem işte.


Alt kapı giriş böcekler tarafındn resmen yenildi, mutfak kapısının değişmesi lazım. Aynı şekilde salondaki kapının çevresi de hasar görmüş durumda...Ama bunlar sanırım pahalı işler olduğu için bir türlü yapamadılar gitti.

Bu sisteme göre ev sahipleri evlerinin değerinin düşmemesi adına demirbaşlara bakım yaptırıyorlar. Daha doğrusu eğer bir sitenin içinde yaşanıyorsa ve o site de bu şekilde bir firma ile çalışıyorsa amaç bu yönde.

Evlerde su ısıtıcısı var mesela, akmaya başladığında gelip bir bakıyorsun yenisi ile değiştiriyorlar. Klimalar merkezi sistem olduğu için yine aynı firmanın çalıştığı klimacıları çağırıyorsun düzenli olarak söküp temizliğinin yapılması gerekiyor. Kısa ve öz, hayattaki herşey düzenli bir ilgi ve bakım istiyor. “ Bakarsan bağ olur bakmazsan dağ.” tam doğru cuk oturmuş bir söz.


Her sabaha karşı dört veya üç civarlarında uyanıp, biraz su içip, gerekirse tuvalete gidip biraz kıvrandıktan sonra uyuyabiliyorum, derken saat altı oluyor ve hayat başlıyor. Sağa dönmek ve sırt üstü yatmak yanlış pozisyonlarmış. Bebeğe giden oksijenin en iyi verilmesi için gereken sola dönük uyumak. Tamam, ben de ona alışkınım zaten de bütün bir gece sola dönük uyumak da olmuyor ki. Sol kalça kemiği ağrımaya başlıyor bu sefer de. Dolayısıyla, dün gece tekrar yastık aldım bacağımın arasına ve dön sağa dön sola! Bizimkilerden sonra yatağa dönmüş olsam bile uyumaya geçiş bu sefer de bir kere kalkıldığı ve ufaklık hazırlandığı için falan bölünmüş oluyor.


Bugün muşmula gibiydim mesela oyüzden. Alt katın tuvaleti “ Girmeyin burada iş görmeyin!” dememe rağmen yanlışlıkla kullanılmış ve akmış, halı kokmuş ve sırılsıklam bir şekilde banyo küvetinin içine atılmış, dün yapılan tavuk suyu çorbası dışarda olmaması gereken bir cam kabın içinde bırakılmış, belki değiştiğinde küçücük kaplara girecek tencerelerle patlamak üzere olduğundan buzdolabında yer yok ve benimki “ Ben yaparım, stres yapma!” modunda.


Yapılacaksa görüldüğü an müdahale kardeşim, en sinir olduğum şey bu hayatta. Herkes gördüğünü anında kaldırsa ve düzenlese birikim denilen şey yaşanmaz. Ama maalesef işte! Sonra sabah niye böyle stresli oluyorsun diye bir de fırça çekiyoruz.


Çok sinirliyim!!!


Not: Elektrik müsvettesi saat ikiye gelirken geldi iyi mi? Temizlik saat aralığı sabah 10:00 – 13:00. Şaka gibi yemin ediyorum. Kosmos beni test ediyor, şimdi tutulmuş kıçımla kalmış patlıcan püremi ve soğuk tavuğumu tırtıklıyorum. Hiçbir şey bitmedi, sonlara doğru hızlandırılmış film karesi şeklinde iş gördüler ikisi de. Helal olsun valla bana, yıllardır evime temizlik için kimseyi almadan yürütmüşüm bu gemiyi. Bu halde olmasam yine almayacağım da...


Toz alınmış mesela yarım yamalak, yatak altları Allah’lık! Herşey yerinden oynatılmış ama konmamış. Yani tamam büyük yardım ama her zamanki gibiiiii, dört dörtlük değil. Haftaya camlar mamlar değil, alt kattan başlanacak. Bakalım nasıl bir düzen otutturacağız beraber. Allah kerim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bedevi şansı diyorum o kadar yani..