Birkaç ay önce birden fazla şikayetle
artık hayatımın ilk check up’ını yaptırmaya karar verdim.
Birleşik Arap Emirlikleri’ne geldiğimizden beridir, yani
yaklaşık dokuz senedir sağlık anlamında kendime çok daha iyi bakan bir
durumdayım. Türkiye’deki gibi devlet hastaneleri mantığı yerine burada verilen
işlere ait paketin içinde özel sağlık sigortan da oluyor. Hastanelerin durumu
genelde oldukça iyi, sağlık personelinin çoğu Suriye, Mısır, Hindistan kökenli
fakat ihtiyaçlar doğrultusunda farklı seçenekler de sunuluyor Amerikan, İngiliz
ya da Alman klinikleri gibi...Genelde anladığım Avrupa ve Amerika kökenlilerin
aynı işi çok daha fazla maaş ve imkanlarla yapmak istemeleri ve kuruluşların bu
anlamda daha çok doğulu sağlık personeli ile çalışmayı tercih etmeleri (Bu bölümün konumuzla pek bir alakası yok, geçiyorum.)
Her ne kadar doktor ve hastane konusunda kendimi gayet tatminkar hissetsem de sıkıntılarım
check up’a giderken hem birden fazla ve hem de yılları devirmiş kıvamdaydı. Çünkü benim için her zaman hastalığa süre vermek yeterli gelmekte, öyle hemen şuramda bir ağrı oldu ile doktora gitmem.
Yine de bu kendini bir türlü tedavi edemeyen dertlerime bir bakış atacak olursak, sol böbrekte kum ya
da çok küçük taş tespit edilmiş, iki kere böbrek enfeksiyonu geçirilmiş, belki
yıllar önce böbrek taşı düşürülmüş, (Sabaha kadar sağa sola sallanılarak
ağlanılmış ve anlaşılmamış.) Sol tarafta yine bir iritilik, yine bir içten içe
hissedilen ateş...Ama dışa vuran bir durum yok. Sol elin baş parmağında ağrı,
kıtırdama hissi. Kalp ağrısı (kalp ağrımazmış ama göğüs sıkışması duygusu diyelim).
O sırada eş işten istifa etmiş, önümüzde Abu Dhabi ve Sharjah alternatifleri var. Belirsizlikler, beklemeler...Stres dizboyu...Kalp ağrısı yine tavan yapmış :(
Kalp ritmine bakıldı, sorun yok, o zaman kolestrol’den
şüphelendi doktor ve testte sınırın biraz üzerinde kolestrol tespit edildi.
Önerilen keten tohumu yağı hapları. Yumurta haftada bir’e indirilecek. (Bir ara
rejim yapayım tıkasın diye abartmıştım)
Kanda bakılan romatizma, kireçlenme,
kan değerleri sorunsuz.
Ancak D vitamini eksikliği var (D vitamini takviyesi verildi
ve aklım beş karış havadaydı, dalgınlık, kelimeleri unutma durumları
yaşanıyordu, ingilizce’de Cloudy Brain dedikleri durum. Vitamin hapları ile
kendime geldiğimi düşünüyorum.)
Böbreklerden hem scan hem de rontgen alınması istenildi.
Scan doktoru yanımda benim gösterdiğim yerde illa ki iritilik duygusu
hissetmeme karşın bir şey göremedi ve böbrek taşı ağrısının o şekilde
hissedilmeyeceğini savundu durdu. Dediklerim rontgende idrar yolları içinde ve
dediğim yerde, solda çıktı. Müdahaleye gerek yok bol su içilecek, vücut kendisi
atacak denildi. Tamam.
Sol kulakta çınlama ve işitme kaybım vardı. Onun için de
hemen dahiliye doktoru benim için burun boğazdan randevu aldı.
İşitme kaybı için kulaklara bakıldığında sağ kulağın ciddi
derecede tıkanmış olduğu ortaya çıktı ve hayatımda ilk defa kulak temizliği
yapıldı. İlk anda vax’ı tutup çekince beyninin içi deliniyor gibi
hissediyorsun. Yumuşatması için damla damlatılması, beklenilmesi ve ondan sonra
müdahale edilmesi daha mantıklı ama tecrübe olmayınca böyle salaklıklar
yapılıyor. İşitme testleri yapıldı. O da tamam.
Burun boğaz doktoru harika bir adam. Eğitimini İngiltere’de
almış bir Mısır’lı, ıslıklar çalarak, canım güzelim diye konuşarak insanın
gününü düzelten, çok pozitif bir enerjisi
var.
Yüzüme bakar bakmaz sorunlarımın çoğunun yüzümün sol tarafının nefes
almamasından kaynaklandığını gördü. “Sana baktığım zaman ellerim kaşınıyor, bu
burnun ciddi elden geçirilmesi ve nefes alışının düzeltilmesi gerekiyor.” dedi.
Burnun durumu ve kulaktaki çınlama için CT Scan ve MRI önerildi. Sigortam ilk
adım için CT Scan’i kabul etti.
Dediğim gibi iş durumu belirsiz. Başvurulardan ve
görüşmelerden yanıtlar bekleniyor ama Abu Dhabi o sırada pek bir olacakmış gibi
düşünülüyor. Çocukların okuluna bakılıyor falan filan...O da başka bir yazı
konusu olsun.
Belki, onu da bilmiyorum kendimi bildim bileli sol taraftan
nefes gelmiyordur yüzüme. Herşey vücudumun solunda oluyor bir de yıllardır.
Varis sol bacakta oluşmuştu ve doktor genelde iki bacakta olur sizin durum
ilginç demişti. Sol gözüm daha rahatsız mesela. Sol kulakta çınlama...
Ameliyat olunmalı mı?
Burnum yaşlandıkça daha sivri, daha bir yamuk, işlevsiz ve
daha büyük çünkü yüzdeki dolgular bir şekilde yokolmaya, ne kadar zayıf da
olunsa da o genç görüntü yavaş yavaş kaybolmaya, vücudun her bir kısmı yer
çekimine yenilip aşağıya doğru kendini salmaya başlıyor. Belki bu çoğu insanın
kendinde fark ettiği bir durum olmayabilir ama görsel olanlar ne dediğimi çok
iyi anlayacaklardır. Kısacası, artık daha ince bir yüz ve daha büyük, sivri bir
burun var. Sol taraf kemik eğriliğinden dolayı nefes almıyor çünkü nefes
çektiğimde burun kanadı içeri çökme yapıyor. Bu durum bence alerjik mi artık
bilemiyorum ama bir sebeple burnun arkasında mukus birikmesine de yol açıyor.
Hastane sürekli tıbbi yardımlarda gittiğim, çocuklarımı
götürdüğüm Arap Emirlikleri’nin en gelişmiş hastanelerinden biri ve beş dakika
ötemde. Ameliyat sonrası kontrollerim kolay olacak ki öyle olması lazım.
İş değişikliği sebebiyle yıllardır zahmetsizce her işleme
onay veren sigorta şirketimiz değişime uğrayacak, en az bir yıl ameliyatı
aciller dışında kapsamaz ve böyle bir durumda aynı hastane, doktor ve prosedür
soru işareti.
Doktorum İngiltere’de eğitim almış, yine ülkenin dört bir
yanından hasta kabul eden, buranın en iyi doktorlarından biri.
Bu şartlar altında ameliyata ya bir cesaretle karar
vereceğim ya da hayatım boyunca beni öldürmeyecek ama hayat kalitemi düşürecek,
görüntümü olumsuz etkileyecek bu duruma eyvallah diyeceğim.
Doktoruma iki kere gittim. Birincisinde hemen fotoğraflarımı
çekti eğriliği tespit etmek için, başımın üstünden, yandan, burun deliklerinden
yukarı doğru. Herhangi bir üç boyutlu simulasyon falan yapılmadı yani
ameliyattan önce hangi burnu istiyorsun sorusu da sorulmadı ama doktorumun daha
önce yaptığı işlemleri öncesi ve sonrası olarak gördüm ve çok beğendim.
Benim burnumda fonksiyon bozukluğu içerdeki kemiğin
deformasyonundan kaynaklandığı için estetik ameliyattan pek de farklı bir
uygulama olmayacaktı. Bu sebepten zaten kemikte düzeltme yapılıyorsa daha ufak,
yüzüme uyumlu bir burun istememde de bir sakınca görmedim.
Karar alma aşamasında içimdeki sesi dinledim. Önceki anda
mantıklı düşünerek vazgeçtim, bu yaştan sonra görüntünün önemi var mıydı? Zaten
alınan alınmış, satılan satılmamış mıydı?
Sonra rahatsızlıklarımı ve hep nefes durumundaki azarlığı
düşündüm, onu zaten düşünmeme gerek yok derinine yaşıyordum ve rahatsızlık
hissediyordum. Gün içerisinde herkese vazgeçtiğimi söylesem de o cesareti
içimde tekrar bulduğumda gitmek istediğime karar verdim.
Ufaklığın okul saatlerinin ve dönüşlerin ayarlanması işi
için arkadaşlarımdan yardım istedim, canla başla destek görünce o kısmı eledim.
Ameliyat günleri Pazt ve Çarş. İmiş, evde kalınıp bakılmam açısından,
yardımcımız da olmadığından Çarşamba gününü tecih ettik doktorumla.
Son bir üçüncü konuşma için de gittiğimde artık presedür
işleme konuldu. Kan tahlili istenildi, sigortadan onay alınma aşamasına girildi
ve Mayıs ayının 21’i Çarşamba, ayın 20 si gece oniki’den sonra su ve yemek işi
kapatılarak hastanede olunacak şekilde gün verilmiş olundu.
Bundan sonraki aşama, hastaneye gidişim ve gün be gün
değişimler...Onu da yüzüm iki haftadaki değişimleri tamamlasın yazacağım.
2 yorum:
çok geçmis olsun çok zor birsey atlatmissin.
Sağolasın Beste üzerinde düşündükçe ben de hala inanamıyorum geçirilen aşamalara ama oldu bitti işte. Sevgiler...
Yorum Gönder