Ölüm hiçbir zaman insanı hazırlıklı yakalamıyormuş. Bunu annemi kaybettiğimde öğrendim.
İnsanın kendini en savunmasız ve şaşkın hissettiği andır ölüm. Bunu da, kendimi annemin yerine koyduğum zaman düşündüm.
Annemle entellektüel anlamda bir paylaşımım olmadı, O'nun hayata bakışıyla benimki hep çakıştı ama ölümü can yakıyormuş, bunu da annem öldüğünde anladım.
"Yaşlıymış, iyi bir hayat yaşamış, yaşasaymış daha fazla acı hem çekermiş, hem de çektirirmiş, verilmiş sadakası varmış ki anında ölmüş..." gibi lafların insanın kendini teselli etmek için yarattığı bakış açıları olduğunu kavradım.
Ne söylense, ne denilse de boş olduğunu, acının hafiflemesine pek de yardımcı olmadığını deneyimledim.
Böyle zamanlarda hayatında olmaması gerekenlerin, zaten oraya hiç gelmemiş ve bulunmamış olmalarını diledim.
Yapı gereği sindirerek algılıyorum, çok çabuk düşünen, kararlar alabilen, karşı saldırıya geçebilen beceriklilikte değilim.
Öğretirken ve yaşarken anlık pratik düşünme yetim var evet ama Türkiye'deki o çingene kıvamında, "Hadi hadi gel ne duruyorsun!" türünden enerjiden nefret ediyorum.
Başa çıkamadığım için değil, başa çıksam kendimden başka bir yaratığa dönüşebileceğim için. Artık Türkiye ile sınırlandırmayacağım "Ben bilirim!" ci insanlardan da tiksinti geçiriyorum. HAYIR EFENDİM BEN BİLİRİM!!!! TAMAM MI?!!!! da bunun sonu yok ki!
Hayatımda bunu yapan insanlar var, kendilerini tarif ederken hiç istemedikleri bir şeye dönüştükleri için kendilerinden tiksindiklerini söylerlerdi. Yapana mı yaptırana mı bakacaksın gerçi.
"İçimde bir sokak piçi yaşıyor ve o piç gereken yerlerde, gerektiği şekilde ortaya çıkıyor!" Toplum olarak müthiş bir kaba sabalık ve yontulmamışlık var ne yazık ki, naiflik gaylik, enayilik olarak algılanıyorsa ne beklenir ki?
Dolayısıyla benim düşünmem gereken şey de şu olmalı; Kendimden tiksineceğim bir şeye dönüşmektense karşı taraf tarafından yenilgiyi kabul etmiş bir zavallı olmayı tercih ederim.
Ya da yenilgiyi kabul eden zavallı olmak yerine, susanı yenilmiş zanneden ahmakların olduğu yerden uzak kalırım.
Ben annemin ölümüyle bunları düşünüp, deneyimlerken aklıma gelen diğer cümle "Bir gün biz de öldüğümüzde çocuklarımız bunları düşünüp, hissedip, deneyimleyecek ve hayat böyle sürüp gidecek."
İnsanın kendini en savunmasız ve şaşkın hissettiği andır ölüm. Bunu da, kendimi annemin yerine koyduğum zaman düşündüm.
Annemle entellektüel anlamda bir paylaşımım olmadı, O'nun hayata bakışıyla benimki hep çakıştı ama ölümü can yakıyormuş, bunu da annem öldüğünde anladım.
"Yaşlıymış, iyi bir hayat yaşamış, yaşasaymış daha fazla acı hem çekermiş, hem de çektirirmiş, verilmiş sadakası varmış ki anında ölmüş..." gibi lafların insanın kendini teselli etmek için yarattığı bakış açıları olduğunu kavradım.
Ne söylense, ne denilse de boş olduğunu, acının hafiflemesine pek de yardımcı olmadığını deneyimledim.
Böyle zamanlarda hayatında olmaması gerekenlerin, zaten oraya hiç gelmemiş ve bulunmamış olmalarını diledim.
Yapı gereği sindirerek algılıyorum, çok çabuk düşünen, kararlar alabilen, karşı saldırıya geçebilen beceriklilikte değilim.
Öğretirken ve yaşarken anlık pratik düşünme yetim var evet ama Türkiye'deki o çingene kıvamında, "Hadi hadi gel ne duruyorsun!" türünden enerjiden nefret ediyorum.
Başa çıkamadığım için değil, başa çıksam kendimden başka bir yaratığa dönüşebileceğim için. Artık Türkiye ile sınırlandırmayacağım "Ben bilirim!" ci insanlardan da tiksinti geçiriyorum. HAYIR EFENDİM BEN BİLİRİM!!!! TAMAM MI?!!!! da bunun sonu yok ki!
Hayatımda bunu yapan insanlar var, kendilerini tarif ederken hiç istemedikleri bir şeye dönüştükleri için kendilerinden tiksindiklerini söylerlerdi. Yapana mı yaptırana mı bakacaksın gerçi.
"İçimde bir sokak piçi yaşıyor ve o piç gereken yerlerde, gerektiği şekilde ortaya çıkıyor!" Toplum olarak müthiş bir kaba sabalık ve yontulmamışlık var ne yazık ki, naiflik gaylik, enayilik olarak algılanıyorsa ne beklenir ki?
Dolayısıyla benim düşünmem gereken şey de şu olmalı; Kendimden tiksineceğim bir şeye dönüşmektense karşı taraf tarafından yenilgiyi kabul etmiş bir zavallı olmayı tercih ederim.
Ya da yenilgiyi kabul eden zavallı olmak yerine, susanı yenilmiş zanneden ahmakların olduğu yerden uzak kalırım.
Ben annemin ölümüyle bunları düşünüp, deneyimlerken aklıma gelen diğer cümle "Bir gün biz de öldüğümüzde çocuklarımız bunları düşünüp, hissedip, deneyimleyecek ve hayat böyle sürüp gidecek."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder