Beni artık anlamışsınızdır,
teknolojiyi çok seven bir yapım var.
İnternet hayatımı ele
geçirmiş falan değil (geçirse de kime ne?!) ama girip de tek kuruş ödemeden
okuyabildiğim, normal şartlar altında ulaşamayacağım gazeteyi, paylaşım
siteleri vasıtasıyla dünyayı takip etmeyi, ta ilkokul arkadaşımla bile
görüşebilmeyi ve çocuklarını görmeyi, görüntülü görüşme yaparak ailemle özlem
gidermeyi neden reddedeyim ki?
Üstelik, teknoloji korkusu
bir yerde o işi kotaramadığını düşünmekten öte değil, kurcaladıkça
yapılabilenler inanılmaz, bir yirmi yıl önce hayali bile edilemez boyutta.
A4 büyüklüğüne yakın bir
tablet bilgisayarla ekrana dokunarak interaktif bir dünyaya adım atmayı, aynı
sayfada gazete, kitap okumayı, yine aynı ekranı kullanarak film seyretmeyi,
oyun oynamayı, yazı yazmayı, not alma ve görüşme yapabilmeyi kim istemez?. Sizce de inanılmaz, değil mi?
Bana gelince...Genelde yeni
çıkan şeyleri, eğer ihtiyacımız olduğunu da düşünürsem (mazeret), tam bir
gözetleme moduna giriyorum ve bu durum bir süre böyle devam ediyor. Sonrasında
kullananların bakış açılarını, ürünün fiyatının normal seviyeye düşmesini, artı
ve eksilerini gözden geçirip eğer aklımda yer ettiyse, harekete geçiyorum.
O an çıkan hiçbir
teknolojiye atlamamaya ve gözetlemeye özellikle dikkat ediyorum, eğer bir ürün
aklımda yer ettiyse, dönüp dönüp ona takıldıysam alıyorum.
Ipad ilk piyasaya
çıktığında örneğin, oluşturduğu etki akıl almaz boyuttaydı, kendince çok kısa
bir süre içinde alet gerek şekil gerek fonksiyon anlamında büyük bir atak
yaptı, şimdi Ipad 1’in suratına kimse bakmaz oldu. Yani teknolojide biraz bekle
ve gör mantığına bağlılığım baki.
Ancak, bu kadar dikkate
karşın yine de görüyorum ki bir aleti elime alıp bir süre kullanmadan önce ne
kadar incelersem inceleyeyim yine bir sürü boşluk kalmış.
Bu noktada kendimce
ekleyeceğim en önemli dipnot bu tip, ürün kullanımı ile ortaya çıkan
boşlukların aslında o malın pazarlama hatası olarak algılanması gerekliliği.
Bana göre çözüm, bölgelere
bağlı olarak o ürünle beraber neye ulaşılıp neye ulaşılmadığı ile ilgili uyarı
listelerinin yapılmasında. Müşteriye malı satarken de bu listelerin alım öncesi
verilmesinde ya da çok ciddi bir şirket içi eğitim, personelin bu konuda
uyarılması, detayların artı ve eksi yönlerin anlatılmasında...
Çünkü bir şekilde bu tip
aletlerde karşımıza iki büyük sorun çıkıyor, birincisi BÖLGE (REGION)
farklılıkları ve bu bölgelere bir şekilde, sebebini tam anlayamadığım hizmet
farklılıkları, ikincisi her ürünün KENDİNE AİT SATIŞ YAPTIĞI BİR ORTAM
belirleyip müşterisini o ortama hapsetme çalışmaları...
REGION’ a örnek mi
istediniz? Atıyorum, Arap Emirlikleri’nde yaşıyorsunuz ya da turist olarak
geldiniz de aklınıza bir şekilde yer etmiş olan ve “Burada elektronik sudan
ucuz” safsatası var.
Tavsiyem, alışveriş
yaparken beklentilerinizi dibe çekmeniz. Çünkü bu memlekette ne satış evresi,
ne de ürünü değiştirmek dışında, parçası, şusu, busu, satış sonrası hizmette
beni büyüleyen hiçbir yer olmadı şimdiye kadar.
Satışı yapan elemanların
ürünler hakkında doğru düzgün hiçbir bilgileri olmadığı gibi, yanlış
yönlendirme (kendi ülkemde yalancılık diyebileceğim doğrultuda) satış sonrası
parça temini konularında büyük bir yetersizlik hakim.
Klasik durum, Arap
Emirlikleri’nin herhangibir eyaletinden aldığınız üründe, hemen sigorta
kapsamına giriyorsa, değiştirme dışında, yallah Dubai’de hiç bilmediğiniz
gitmediğiniz yollara yollanmanız. Bunlar üzerinde durulması gereken konulardan
birkaçı.
Şimdi...Günümüzde ihtiyaç
farklılığına göre ve yine o alandaki boşluklar fark edilerek sunulmuş ürünler
var. Önce bunu kabul etmemiz lazım yani Android tablet ya da telefon, Ipad ya
da PC aldığınızda tamamıyla farklı hizmetlerin içine giriyorsunuz.
Bu konuda Android internet
ortamına Ipad den daha yakın fakat Ipad durumu tamamıyla kendi formatına
odaklamış. Bunlara önceden hazırlıklı olmakta çok büyük faydalar var.
Mesela, ben Android
Telefon kelimesini ilk defa, dandik eski model Nokia'm ayvayı
yiyince ve Samsung'ların akıllı telefonlarından bir tanesinin fiyatı
alınabilecek kıvama geldiğinde öğrendim (Samsung Galaxy Mini).
Samsung Galaxy Mini’mle ilk
tanışmamız kelalaka başka bir alışveriş sırasında oldu ve hemen yanında duran
ve fiyatları 1000 lirayı geride bırakmış Iphone’a göre hem görüntü hem de fiyat
olarak çok albenili kalan bir aletti.
Yine şu aralar moda haline
gelen dokunmatik ekran, internete girebilme google özelliği, kendine göre Android Market diye adlandırdığı bir ortam (Gidip
başlıklarına göre ayrılmış konulardan oyunlar, eğitim, kitap şu bu indirmek
mümkün)
Iphone'la Samsung Galaxy
Mini'yi karşılaştırdığımda pek tabi ki ekran çözünülürlülüğü, yavaşlık (o da
biraz), sensorlerin bir şekilde takılması dışında öyle atla deve bir fark yok
gibi. Tam bir teknoloji hastalığınız ya da bağımlılığınız yoksa internet
ortamından da yararlanayım telefonum olmuşken diyorsanız bunu yapmak için
Galaxy Mini hiç de fena sayılmaz.
UYARI: Galaxy Samsung Mini
için pil ömrü oldukça kısa gibi görünüyor. İnternete girilmezse üç gün
dayanıyor.
Apple kullananlar ITunes'a
gidip mevcut programları yüklüyor, Google'ın desteklediği Samsung veya diğer
isimlerde ise Android Market'e
gidiyorsunuz. (Elbette ki öyle çantanızı takıp sokaklarda aramıyorsunuz,
bilgisayarınızla bu sitelere bağlanıp bir nevi sanal alışveriş yapıyorsunuz :P
)
Ürünlerden bazıları ki bu
Android Market'te daha fazla, bedava. Bu durumda bildiğim kadarı ile kredi
kartı ile hesap açma zorunluluğunuz yok ama diğerlerinde var.
Piyasa araştırılacak
olursa, diğer her konuda olduğu gibi Apple'a tapınanlar olduğu kadar,
karşısında duranlar da mevcut, hatta forumlardaki klasik atışmalardan
"Sanki sana Apple bedavadan Ipad verecek, ne bu bu kadar savunma?!"
dedirtecek kadar ürünlerin yanlıları mevcut.
Ancak gerek akıllı
telefonlar, android tabletler ve benzeri gerekse Ipad gibi ürünler çok yeni
teknolojiler olduğu içindir ki her an bir yerlerinden arıza yapmaları mümkün.Üstelik
hep söylediğimiz bir gerçeklikle de karşı karşıyayız ve bu da
büyükannelerimizden kalma buzdolapları evimizin bir köşesinde tıkır tıkır
işlerken yeni aldığımız ultrasonik, neredeyse yemeği kendi pişirecek
akıllılıkta olan buzdolabının ömrü beş sene ile sınırlı olması gibi...
Dolayısıyla belki de
birbirine bağlı iki sorun, ya teknoloji geliştikçe aletler daha karmaşık ama
bir o kadar da bozulmaya elverişli ya da dünya üzerindeki ürün kalitesi ciddi
oranda düşmekte.
Telefon ihtiyacımı bu
şekilde karşılayıp Android Market, dokunmatik ekran falan nedir öğrendikten
sonra aklımı uzun süredir kurcalayan ve yeri yerinden oynatan yazımın başında
da bahsettiğim alete geldi sıra... Ipad 2. O da uzunca bir süre gözlem
altındaydı git gel bak araştır oku...
Malum, tatile gidilecek,
bizim büyük kıza kitap yetişmiyor, öyle her kitabı da okumuyor, kendisi seçecek
ve her an her isteneni bulmak imkanlı değil. (Yine de Türkiye'ye beş basar
buradaki İngilizce kitapçıların sayısı ve büyüklükleri o ayrı mesele.)
Kindle'ı düşündük, tamam e-ink denilen gözü
yormayan elektronik kitap. Harika bir sistem fakat buraya göndermiyorlar,
İngiltere'ye gidecek, insanlara ekstra iş. Ipad'de hem eğitici oyunlar hem de
en önemlisi kitap okuma, taşınma kolaylığı falan diyince en uygun fiyatlı
olanını aldık ve eve geldik. (16 GB / Wi-Fi)
Ipad 2, sade bir kutuda
geliyor, ekstralar için yine dükkanlardaki fiyat ve ürün alternatifine bakmak
gerekiyor.
Alet zaten incecik ve
yaklaşık 600 gr civarında. Bir çalışma defteri gibi. Ben, interaktif kitap ya
da defter deyimini çok daha yerinde buluyorum.
Kutunun içinde yalnızca
mevcut bilgisayarınızla bağlantı kuracağınız kablo ve şarj aleti dışında hiçbir
şey yok. Ekstralardan olmazsa olmaz ekran koruyucu (matını tercih edin yansıtma
yapmaması açısından) ve ipad'inizi korumak için kılıf...Rengarenk, çok farklı
bir sürü alternatif.
Mesela Galaxy Mini için
ekran koruyucu bulamadım ve kılıfı Dubai'de ancak, o da ona özel değil fakat
Ipad ve tabi ki Apple bu işi tam bir deliliğe dönüştürmüş, dağıtım ağını da
ciddi derecede kuvvetli kılmış.Bu yeni oyuncağınıza aksesuar takıntınız var ise
ki olmaması çok zor, her girdiğiniz elektronik eşya satan dükkanda yeni ve
farklı birşeyler bulmak olası.
Ben kendiminkine yine
kendisi gibi beyaz deri bir kılıf aldım, hem arkasını hem de ön tarafını
koruyacak şekilde dizayn edilmiş. Çok şık ve gerçekten de kapalı olduğunda hani
o işyerlerinden bedava verilen klasörler vardır içinde kalem, hesap makinası ve
özel antetli kağıtları vardır, ondan ayırt etmek neredeyse imkansız. O kadar
ince ve hafif.
Bu arada, beyaz Ipad
diyince arka kısmı zaten griymiş bunu da aldıktan sonra anladım, bahsettiğimiz
renk ayırımı yalnızca çerçeve için.
Eve gelince yapılacak ilk
iş bilgisayarınızı açıp Itunes'a giderek bir hesap açmak. Orada yeni aletinizi
ortama tanıtıyorsunuz. Böylelikle çalınma riskinde de girilen şifreyle Ipadiniz
nerede açılmış belli ediyor kendini. (Korkutucu da bir yandan ama olsun)
Sonra şarja takıyorsunuz.
Benimki ilk bir temassızlık yaşadı ve yüreğime indirdi fakat sonra o da
düzeldi.
Alet kendini şarj ederken
pek tabi ki uyku moduna geçiyor, ayrıca aletinizin monitöründeki pil ikonundan
(sağ üst köşe) şarj ettiğini, yani yıldırım işaretini görmeniz gerekmekte.
Zaten eğer ipadiniz açıkken şarjı azalmaya devam ediyorsa bu pilin dolmadığını
gösterir. Aleti bilgisayarınıza bağlayarak şarj ettirmeniz mümkün deniyorsa da
benimkinde bu işlem de bir işe yaramadı.
Itunes bilgisayarınızla
Ipad'iniz arasında senkronizasyon sağlama işlemi yaptıktan sonra transfer
işlemlerini gerçekleştirebiliyorsunuz.
Mesela fotoğraf aktarımı
için ben gereksiz şişirme olmasın diye kendi fotoğraf dosyamın içine bir Ipad
dosyası açtım ve seçtiğim fotolardan alete aktardım. Saniyeler içinde dosya
Ipad ortamına aktarıldı.
Ipad'in kendi programları
var ve bunlar Apps (Applications-uygulamalar) olarak geçiyor.
Bu android telefonlar ya da
diğer tabletler için de geçerli bir durum.
Gelelim, Ipad i alırken
satış elemanlarının söyledikleriyle sizin ürünü alıp evde kurcalamaya
başladıktan sonra bazen saç baş yolarak, bazen de yüzünüzde koca bir tebessümle
karşıladığınız farklara.
Ipad'inizle Facebook a
gidersiniz ama FB daki oyunların müptelası iseniz onları oynayamazsınız. Bunu
ancak desk top veya lap top bilgisayarınızla yapabilirsiniz. Fakat atıyorum çocuğunuz
için eğitici olan bir dolu oyunu Ipad'den veya Android Market’ten bedavaya
indirmeniz mümkündür.
Film seyretme gibi bir
saplantınız var ise Ipad'in yine IMovies'e bağımlı kılınmışsınızdır. Ve yine
bölgesel sorunlarınız varsa onu da yapamazsınız.
Video seyretmek anlamında
You Tube zaten yüklenmiş olarak gelmekte.
Onun dışında Türkiye'den
atıyorum bedava film izle'lerden Ipad'inizle yararlanmanız hayal gibi bir şey.
Jail Break gibi
uygulamalardan haberim olsa da Apple’ın bir şekilde sağladığı virüs koruma
bandının kırılması, ürünün garantiden çıkması gibi riskler yüzünden pek sevimli
yaklaşmadığımı belirtmek isterim. Karar kullanıcının tabi ki.
Farklı hizmet
sağlayıcıların kendine göre farklı uygulamaları oluyor, mesela Arap
Emirlikleri'nde Face to Face uygulaması yasak.
Saç baş yoldurtacak başka
bir konu Kindle'ın e kitaplarına bölge sorunu yüzünden erişilemiyor. Kindle
efendim Orta Asya Bölgesine bu hizmeti vermiyormuş!!
Ipad 2 ile ilgili antivirüs
programına rastlamadım, virüslerin bir şekilde Apple ı etkilemediği, Apple
programlarından çok Windows için yazıldıklarını okudum, bu konuda hala
çelişkilerim var, tersini bulursam yine burada paylaşırım.
Bu yeni jenerasyon
aletlerin hepsinde bir bilgisayar bağlantısı var ve bir şekilde kullanım
kılavuzu denilen kağıda basılmış versiyon tarihe karışmış görünmekte.
Baktığım dillerden
Türkçe'yi bulmak neredeyse imkansız. Başka yabancı dil bilmeyenin şansı açık
olsun demekten öte seçenek kalmıyor gibi.
UYARI: Yurt dışında farklı
ülkelerde yaşıyor iseniz elektronik alet alırken birincisi, ürünün uluslararası
garanti kapsamına girdiğinden emin olun.
O ürün Türkiye'de satılıyor
mu? Satış sonrası hizmetinden hangi kurum sorumlu?
Arap Emirlikleri için Ipad
satışında şu an iki tane kanal var. Bir tanesi, satış elemanı İngiltere menşeli
dese de değil alınınca anlaşıldı, Arap menşeli (burası için üretilmiş),
ikincisi de Amerika.
Amerika'dan gelen ürünler
aşağı yukarı 350 YTL daha pahalıya satılıyor, neden sorusuna verilen yanıt
normal şartlarda para ödemeniz gereken bir sürü application u biz buradan
yükledik oluyor.
Kısa ve öz sayın
seyirciler, bunların hepsi uydurma!
ESAS FARK ŞU; Tekrar
ediyorum Arap Emirlikleri'ne gelen makinaların Face To Face fonksiyonu
kapatılmış durumda, öyle bir Apps bile gözükmüyor, alet normalde You Tube,
belli birkaç apps yüklenmiş olarak sunuluyor ama Face to Face yok. (Ipad ve
Iphone arası ücretsiz görüntülü görüşme sağlayan program) O da zamanla
öğreniyorsunuz ki önemli değil, Yahoo.com ve Google Talk bunu gayet güzel
sağlıyor ve hatta diğer taraf PC siz Ipad iken bile!
Ha, demek nedir? Amerikan
versiyonunda bu var. Ya da Kindle için konuşuyorum Orta Asya'ya bir şekilde
servis vermiyor ama demek ki Amerikan versiyonunda yine bunu yüklemek olası,
region sorunu yaşatmıyor. (Bu da gerek Amerika gerekse Avrupa’da eğer hesabınız
yoksa imkansız gibi görünüyor, bazı yerlerde yalancı adres alındığını okudum
ama onun da bir şekilde anlaşıldığını duydum, karışık...)
Klavye ayarlarına
gelince...Türkçe klavye seçildiğinde örneğin S harfine gidip üzerine doğru
hemen seçim yapılabiliyor bir sure sonra makina otomatik olarak harfin biraz
üzerine çıkınca daha önceden seçilmiş harfi getiriyor.
Ipad’deki iyi oyunların
genelde başlangıç ve tanıştırma seviyeleri bedava, o oyunlar ya da eğitim
programları indirildiğinde tam versiyon için soru geliyor. Demolar zamanı
dolduracak denli farklı sayıda ve seçenekte gözüküyor ama eninde sonunda bu
ortamlar insanı para harcamaya teşvik ediyor.
Eğer evde birden fazla
çocuğunuz varsa, (yine yararlanacak alternatifler 2 yaşından sonsuza kadar
gidiyor) birisi eline Ipad aldığı anda paylaşım savaşı da beraberinde başlıyor.
Bu konuda bırakın çocukları biz yetişkinlerin verdiği tepki bile aynı çünkü
Ipad 2 nin grafik gösterme becerisi öyle noktalara getirilmiş ki sanki
uygulamalar ekrandan bir derece öne fırlamış duygusu yaratıyor, dokunmatik
ekran son derece iyi yanıt veren boyutta, elinizin altında tüm oyunlar,
okunacaklar kayıp akıyor duygusu yaratıyor.
Tüm bu şartların ve
yaşanarak sabitlenen tecrübelerin ışığında biz, fani kullanıcıların ümidi
bundan sonraki jenerasyon ürünlerinde şu yaşadığımız sıkıntıların tez elden
giderilmesinden öte ne olabilir?
Eğer bu masum dileğin kısa
zaman diliminde gerçekleşmemesi de mi kesmedi dert etmeyin, yine kolayı var;
Apple’a; “Ipad denilen bu aleti neden bu kadar iyi görünümlü, keyifli ve
eğlendirici kıldınız?!!! Evde paylaşacağım diye kavga gürültü bitmiyor, aile
hayatımızı zindana çevirdiniz!” babında bir dava açılabilirsiniz :P
7 yorum:
Ben çok uzağım teknolojiye. Hani anneanneler, babaanneler cep telefonu kullanırken kasılırlar ya, ben de öyle olacağım galiba. Blogun çok güzel ama yazılarını okurken yazı karakterinden çok zorlanıyorum. Bir düzenleme yapabilir misin?
Sevgili Bahar;
Öncelikle bloğum için yazdığın yoruma teşekkürler. Yazı karakterinde nasıl bir zorluk yaşıyorsun? Bir de acaba başkalarıda var mı bu sorunu yaşayan? Merak ettim şimdi, hiç mi okunmuyor ya da nasıl görünüyor çünkü ben buradan gayet iyi görüyorum. Bilgi verirsen sevinirim. Sevgiler...
Melike'cim;
İlk önce Ipad ve Iphona hakkında yazdığın için yorumunu küt diye koydum sonra baktım bana özelden de yazmışsın aynı yorumda gibi geldi ve kaldırdım. Olur mu haberin ola diye yazayım dedim. Teşekkürler tekrar yorum için.
Ipad 2 de keşfettiğim iki şeyi eklemek istedim. Kitaplar genelde PDF formatında ve bu formatı Ipad 2 destekliyor, bedava kitap indirilen siteleri araştırıp önce kendi bilgisayarınıza indiriyorsunuz. Ardından bilgisayarı Ipad e ara kablo (UPS) ile bağlayıp senkronizasyonunu yapıyorsunuz ve yukardaki seçeneklerden dosya yüklemeye basıp hedeflediğiniz kitabı seçiyorsunuz. Sol tarafta Ipadinizin ikonunu tıklayıp yukardaki kitaplar a gelerek seçtiğiniz kitabı Ipadinize ekliyorsunuz. Ibooks da kitap yerini alıyor. Hayırlı okumalar :)
Filmleri de flash da dahil olmak üzere önce bs ınıza indirmeniz gerekmekte. Ipad'in uygulamalarından Oplayer ve Avplayer Hd Ipad için uygun. Bu iki oynatıcı programının özelliği filmleri Ipad in tanıdığı formata saatlerce çevirmeden hemen programların içine atıp seyredebilme artısı. Bunu yapmak o kadar da kolay olmadı benim için, anlayana kadar kısaca yazmışlar filmi tut çek hemen gelsin falan, öyle değil. Uygulamaların altında File Download bölümünde açılan programlar göreceksiniz. Oraya ekleme (Add) veya kayıt (Save) seçeneği ile ekleme işlemi yapılabiliyor. Çok çok az bir bekleme ile film hemen programın sayfasında görülüyor ve açılıp seyredebilme imkanı oluyor. Kolay gelsin.
Güzel blog ve mükemmel güvenilir bilgiler.telekupon
Teşekkürler ;)
Yorum Gönder